
Şöyle ki;
Bizim insanımız bebeklere dayanamaz. Hiç tanımıyor bile olsak sokakta, otobüste, markette her gördüğümüz bebeği en azından bir mıncıklamak isteriz. Anne biraz güler yüzlü ise hemen muhabbete gireriz.
Maşallah la başlar ve kime benzediğinden çıkarız !!
Eee ne var bunda demeyin, eskiden ben olsam ben de öyle derdim ama demeyin...
Neden mi ?
Evlat edildiğinizde kaşını gözünü sipariş etmiyorsunuz haliyle. Biyolojik çocuklarınızın bile size benzeme ihtimali sadece % 50 iken, evlat edindiğiniz bir bebeğin size benzemesi çok çok istisnai bir durum.
Her dışarı çıktığınızda ; "Ayyyyy maşallah çok şeker ama hiç size benzemiyoooorrrrrr, babasına mı benziyor acaba ?" sorusu bir süre sonra sıkıcı olmaz mı sizce? Ben bu güne kadar çok da dert etmiyordum açıkçası, hatta oldukça eğlendiğimi bile söyleyebilirim. "Evet, bana hiç benzemiyor ayyynııı babası !" deyip işime devam ediyordum.
Taaa ki...
Geçenlerde kızımın ilk vesikalık fotoğrafını çektirmeye yıllardır sürekli baskı olmaya gittiğim fotoğrafçıya gittik. Çok eğlendik :) Bir sürü fotoğraf çektiler v.s. Daha sonra sıra geldi hangisinin vesikalık olarak basılacağını seçmeye. Biz monitörden fotoğraf seçerken, kızım da bankonun üstüne oturmuş elinde kağıt kalem son derece neşeli bir şekilde kağıttan çok bankoyu karalamakla meşguldü. Daha önce görmediğim yeni olduğunu düşündüğüm genç bir bayan eleman da onunla ilgileniyordu. Ve o sıra da işte o malum soru geliverdi. "Ayyy keşke size benzeseydi ama hiç benzemiyor, babaya mı benziyor, kime benziyor ?!"
O an nedense o bayanla değil kızımla göz göze geldik. O ana kadar bizimle hiç ilgilenmeden etrafı karalamakla meşgul olan kızım, başını kaldırmış, yüzündeki gülücük gitmiş ve evet cevap ver bekliyorum diyen bir bakışla gözlerimin içine bakıyordu. Bir saniyede aklımdan bin türlü şey geçti!!! Yine yeniden içimden gelen sesi dinlemeyi karar verdim, yüzümde gerçekten içten bir koca gülüş vardı, gözlerimi kızımın gözlerinden bir an bile ayırmadan dedim ki :
"Evet bana benzemiyor ama kime benzediğini de bilmiyorum, çünkü biz kızımı evlat edindik. Ve kime benzediğinin gerçekten hiç önemi yok. Biz onu çok ama çooooook seviyoruz, o bizim kızımız !"
Kızım o an bana sıcacık bir gülüş bahşetti ve sanki hiç ara vermemiş gibi aynı neşeyle etrafı karalamaya devam etti.
Soruyu soran kız mı ? Ağzından bir takım sesler çıktı ama o sesleri anlamlı bir kelimeye dönüştüremedi :)
Hepimiz olur olmaz yerlerde hiç düşünmeden bir çok soru soruyoruz. Ama bu sorular insanların ne kadar özeline dokunuyor, onları rahatsız eder mi etmez mi düşünemiyoruz.
Bu soru da öyle, yanınızda bebek varsa ve size anne diyorsa onu siz doğurmuşsunuzdur başka bir ihtimal kimsenin aklından bile geçmiyor.
Benim için hala bir sorun yok, ben keyifle insanlara gerekli açıklamayı yaparım.
Ama kızım artık her konuşulanı anlıyor. Biz ne kadar söyleyecek olsak da, ne kadar onu hazırlıyor ve hazırlayacak olsak da, bazı patavatsızların kendini bilmez soruları yüzünden kim bilir aklından neler geçiyor ?
Ve eminim evlat edinen herkes bu ve bunun gibi bir çok tacize maruz kalıyor.
Yapmayın, sizi ilgilendirmeyen şeyleri sırf konuşmak olsun diye konuşmayın...
Lütfen :)
Yorum Gönder