Bir başka dava süreci ve neyse ki mutlu son :)

Uzun bir aradan sonra merhaba,

Blog vesilesi ile tanıştığımız bir Anne'nin velayat davası yaklışık 1 ay önce sonuçlandı. Dava sürecini yazmasını istedim, sağ olsun kendisi de beni kırmadı ve yazdı. Neden mi ?

Daha önceki yazılarımda bahsettiğim anne - baba rızası aranmaksızın evlat edindirilme kararı yoktu. Belki bilenler biliyordur, bazı  Aile Mahkemesi hakimleri bir süredir kurumun açtığı bu davaları ret ediyordu. Gerekçesini aşağıda okuyacaksınız.  Takdir edersiniz ki bu Aile de akıllarına takılan bir çok acabalar nedeniyle stresli günler geçirdiler. Ben de yol gösterici olması açısından duygularını ve dava sürecini yazmasını istedim.

Her zaman olduğu gibi, tamamen kendi kelimeleri ile aşağıda. Umarım yol gösterici olur.

Merhabalar

Bende tüm evlat edinen aileler gibi hem mutluluğu hem stresi hiç eksik olmamış bir anneyim. Başvuru yaptığım ilk gün heyecandan ellerimin titremesi,  özgeçmiş yazarken kelimeleri unutmam:) belki buralara da bakabilirler diye, ev ziyaretinde bazaların altını bile düzenlemem;))) sağlık raporunda, onay aşamasında, sıra beklerken elimiz hep yüreğimizde bekleyen annelerdenim:)

Sıranın bize gelmesi ve tabi ki kızımla ilk buluşmamız çok güzeldi. Kızım gelene kadar her şey bitecek diye düşünürdüm. ıh ıh öyle değilmiş!!!

Kızım gelince bu seferde kaybetme korkusu sardı beni. Bir an önce geçici evlat edinme sözleşmesinin bir yıllık süresi dolmalı ve de mahkemeyi açıp kızımızın resmi olarak ta anne babası olmalıydık. Derken mahkememizi açtık. Kurumu aradım, bilgi verdim. birevlatedindik.biz  blogun yazılarında belirttiği gibi kızımın evlat edinme davasından önce iki davası görülmeliydi. Bir tanesi kayyum atanması.(Bu mahkemeyi açtığınız tarihten sonra kurumun açtığı bir dava )ikincisi ise kızım kuruma yerleştikten sonra açılması gereken "ana baba rızası aranmaması" davası idi. Bu davanın önemini "Seni Karnımda Değil, Kalbimde Büyüttüm" adlı kampanyanın davasından biliyorsunuzdur. Orada rıza kararı olmadığı için sorunlar yaşanmıştı.

Kurumu aradığımda davanın henüz sonuçlanmadığı bilgisi verildi. Dosyaların hazırlık numaralarını alarak Muhakemat Dairesi'nde dosyamıza bakan hazine avukatlarını aradım. Onlarda davanın evrak eksikliği yüzünden çok geç açıldığını, hiçbir işlem yapılmadığını daha yeni açılarak sonuçlanacağını belirtti.

 Neyse vardır bunda da bir hayır derken yaklaşık bir ay sonra tekrar aradım hazine avukatını. Bu sefer şu cevabı aldım.

 - Rıza aranmama kararı dosyanızı hakim bizlere tebligat göndermeden dosya üzerinden sonuçlandırmış.

-Eeee.

-Davayı ret etmiş!!!

-Ne? O ne demek avukat hanım? Bu ne anlama geliyor?

-Bende bilmiyorum. Son zamanlarda hakimler yargıtay kararını esas göstererek bu davaları ret ediyor.

-Peki hangi karar bu? Nasıl ulaşabilirim?

-Siz ulaşamazsınız vermezler, biz alıp kurum aracılığı ile mahkemenize yollarız.

-Peki.

Hah dedim yine bir aksilik. Annelik ne zor işmiş. İnsanın sürekli eli yüreğinde. Hep tetikte...  Bu süreçte yaşadığım duygusal ve stresli süreci anlatmak bile istemiyorum.

Hayatta en kötü şey BELİRSİZLİK!!!  Sorduğum herkes ayrı bir cevap veriyor.  Kurumu arıyorum bilmiyoruz, avukatlarla görüşüyorum bilmiyoruz!!!!

Kim bilecek kardeşim o zaman bu işin sonucunu... Bize etkisini...

 Sonra adı geçen Yargıtay Kararı'na ulaştım. Özetle deniyor ki;

Çocuk kuruma yerleştikten sonra herhangi bir evlat edinme talebi olmadan ana baba rızası aranmama kararı verilemez!!! Bu karar ancak çocuk evlat edinmek üzere aile yanına yerleşip, evlat edinmek isteyenlerin açacağı evlat edinme davasında görülür, ayrı görülemez. Yani evlat edinme davasına bakan Aile Mahkemesi hâkimi önce ana baba rızasının aranıp aranmamasına karar verecek sonucunda da evlat edinmeye izin verecek!!!!

Şimdi beynimde tilkiler dönmeye başladı.

Bu durum çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir miydi ?

Bu durumda iki yol var. Hâkim isterse biyolojik aileyi çağırabilir. Çünkü biyolojik ailenin çocuğu kuruma teslim ederken verdikleri "çocuğuma bakamıyorum ve/veya istemiyorum. Evlat edindirilmesini istiyorum." diye verdikleri dilekçenin yasal bir geçerliliği yok maalesef! Biyolojik aileyi çağırarak çocuğunun evlat edindirilmesine izin veriyor musun? diye sorabilir. Onlarda evet yada hayır derler. Zaten arayıp sormamış bir aile mahkeme çağırdı diye yok çocuğumu bana verin demez o ayrı konu.

Ancaaaaak bu davaya müdahil olmaları benim-eşimin adını soyadını, tc kimlik no’sunu, adresimizi vs. herşeyimizi öğrenme riskine yol açacaktı. Bu ne olursa olsun hiç kimsenin istemeyeceği ve RAHATSIZLIK duyacağı bir durumdur. Hâkim rızayı alır, evlat edinme davasını olumlu olumsuz bir sonuca bağlar.

İkinci yol ise Hâkim sosyal inceleme raporları, şahitlerle birlikte bir görüş oluşturarak ana baba rızasının aranmaması kararını vererek, evlat edinmeye de izin verir:)) Bizim yaşadığımız git-gellerden, belirsizliklerden sonra hâkimimiz ikinci yolu tercih etti, sağolsun:)

Böylece mağdur olmadan,  Sosyal Hizmetlerin üzerinde titizlikle durduğu gizlilik ilkesi de ihlal edilmeden davamız sonuçlandı:))

Dilerim bu durumda olan ve de olacak olan aynı yolda yürüdüğümüz gerçek anne babaların davaları böyle sonuçlansın. Halden anlayan, mağdur etmeyen hukukçularla karşılaştırsın:)