Merhaba,
Bir takipçimiz blogda yazdığım bir cümleden etkilenerek benim de diyeceklerim var demiş. Çok sevindim. Kendisi ile zaten zaman zaman yazışıyorduk. Hikayesini bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederim.
Her zamanki gibi hiç değiştirmeden tamamen kendi cümleleriyle...
İyi okumalar :)
“birevlatedindik.biz” için...
Merhaba,
Şimdilerde 5 yaşında olan dünya tatlısı bir kızım var. Ben, kızımla 2 yaşını bitirdiği günlerde tanıştım. Kızım, o yaşına kadar kurumda kalmıştı.
Ben de özellikle blogunuza yazmak istedim, çünkü blogunuzda bir arkadaşınızın hikayesini anlatırken “Yaşı büyük olursa sorun yaşarım, aman bebek olsun ben büyüteyim diye düşünen varsa eğer, söyleyeyim öyle atla deve değilmiş. Büyük sorunlar falan yokmuş. Yaşı büyük de olsa sevgi gören her çocuk yumuşuyor, açılıyor ve gelişiyormuş. Ve o Yuva’larda ! sadece sevgiye muhtaç çoooooook çocuk varmış.” diye bahsettiğiniz bir yer vardı.
Benimki tam da buna örnek bir durum aslında. Hayatının ilk 3 yılını bambaşka bir ortamda geçirmiş bir çocuğa yeni ailesi olarak verebileceğiniz katkıyla, bir bebeğe sağlayacağınız katkı arasında farklar var elbette. Ama her durumda çocuğa verdiğiniz sevginin ve şefkatin ve ondaki karşılığının ölçülebilir bir tarifi yok.
Elbette anne olmak, aile olmak çok güzel. İster minicik bir bebek olsun, isterse 3-4 yaşında bir çocuk olsun, ilk günlerdeki tedirginlikleri ve şaşkınlıkları – biraz da uysallıkları – zamanla ve size alıştıkça kendini haşarılıklara, tatlılıklara ve her çocuğun normal davranışlarına bırakıyor ve inanılmaz hızlı bir şekilde uyum sağlıyorlar yeni yaşamlarına. Aynen dediğiniz gibi, yaşı büyük de olsa sevgi gören her çocuk çabucak yumuşuyor, gelişiyor ve serpiliyor.
Ben burada sürecin duygusal boyutundan çok, biraz bilgi edinmeden ve mahkeme sürecinden bahsedeceğim. Çünkü duygusal boyutunu anlatmak pek tarif edilebilir gibi değil, anne olmanın güzelliğini zaten yaşayan bilir J
Biz şanslıydık; kurumdaki başvuru sürecinden kızımla tanışmama kadar bana destek olan kurum görevlisi işini severek yapan ve bilgili bir uzmandı ve bize çok yardımcı oldu. Gerçi sonradan kurumdaki görevinden ayrıldı; ama yine de ara ara danışmak istediğimiz konu olursa, kendisi tecrübesi ve bilgisiyle destek olabiliyor.
Kurum görevlisinin başlangıçta bize aktardığı, ilk bir yılın alışma süreci olduğu, ufak tefek veya zorlayıcı sorunların zamanla aşılacağı ve çocuğun anne-babaya, ailesine alıştıkça herşeyin üstesinden gelinebileceğiydi. Tam da öyle oldu gerçekten; her şey en fazla bir yıl içinde yerine oturuyor. Daha önceden siz ebeveynseniz, belki bir öngörünüz olabiliyor; ama benim gibi ilk kez anne oluyorsanız siz de bu süreçte öğreniyorsunuz, “annelik kafası”na siz de zamanla geliyorsunuz ve günün sonunda inanılmaz bir deneyim oluşuyor.
Ama şunu da itiraf etmek gerekir ki maalesef Türkiye’de bu konu çok bilinen bir konu değil ve konuyla ilgili bilgi, yönlendirici kaynak, uzman bulmak oldukça zor (bazı konularda hiç yok zaten). Biz, kurumdan bize tavsiye edildiği şekilde, hemen bir kaç ay içinde bir pedagoğa düzenli olarak danışmaya başladık; yine de dediğim gibi konu çok yaygın bir konu olmadığı için, konuyla ilgili derinlemesine bilgisi olan pedagog bile bulmak bazen oldukça güç. Şöyle biraz bir şeyler okuyayım, kendimi de yeni ebeveyn olarak geliştireyim dediğinizde ise, çocuk gelişimiyle ilgili ortada çok kaynak var, ama evlat edinilen çocukların gelişimine odaklanan pek (hiç!) kitap/kaynak yok ülkemizde. Ben, bir kaç kitabı yurtdışından getirttim, ama zamanla biraz da süreci doğal akışına bıraktım açıkçası. Çünkü her çocuk kendine özel ve hepsinin gelişim süreci birbirinden farklı ve bambaşka. Siz de onunla birlikte öğreniyorsunuz en doğrusunu.
Mahkeme sürecine gelince, bu sürece yeni başlamış ailelere tek tavsiye edebileceğim konu, sadece sabırlı olmak. Çünkü kimi ailenin süreci tek celsede bitiyor (tanıdığım ve arkadaşım olan bir ailenin hemen ilk celsede bitti), kimisi de 3-4 celse sürüyor. Olumsuz ya da spesifik bir nedenden değil, sadece öyle denk geliyor. Sabırlı olmak ve biraz da süreçteki detayların takipçisi olmak gerekiyor tabi. Benim kızımınki 3 celsede bitti; ilk duruşmadan 2 gün önce bizim davaya bakacak hakim emekli oldu, yaz dönemine girildiği için duruşma tarihi 5 ay ertelendi J ikincisinde hakim basit bir evrağın dosyada olmasını istedi, kurumdan bekledi, üçüncüsünde nihayet karar verildi. Davayı açmamızla kararın çıkması arasında 11 ay var, olsun...
Mahkeme sürecinde merak edilenlerle ilgili kuruma da danışılıyor elbette. Ama her türlü detaya ulaşılacak diye bir garanti yok! Ben internette ararken, tesadüfen bu bloga rasladım ve çok sevindim. Blog yazarımızı da bazen sorularımla yormuş olabilirim, hala da soruyorum bazen.
Sonuçta işin resmi sürecinde biraz yordamla ilerleniyor; biraz bilinenlerle biraz da bilinmeyenlerle. Sonuçta bu bir süreç ve tüm aradaki konulara hallolacak nasılsa diye bakmak lazım.
Zamanla evlat edinme ve koruyucu ailelik konularıyla ilgili daha çok bilinilirlik oluşacağına ve insanların konuya daha sıcak bakabileceğine inanıyorum ben. Burada rolün bir kısmı da bize, yani evlat edinmiş ailelelere düşüyor sanırım; konuyu çevremize daha çok anlatmamız ve daha çok insanın bilgilenmesini sağlamamız gerekiyor.
Sağlıcakla ve sevgiyle kalın...
RUMUZ : PONI
Not: Kesinlikle beni sorularınızla yormadınız, ne siz ne de başka biri. Asla. Sizlere yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana .
Sevgiler
ETİKETLER
Konuk Yazarlar
Yorum Gönder