Bizim birazdan bir bebekle randevumuz var.

Yoldayız. Onu görmeye gidiyoruz. Kucağımıza alacağız, gözlerine bakacağız, koklayacağız. Eğer ‘tamam’ dersek bizim olacak. Alıp eve geleceğiz.1 yıl 6 ay 8 gün sonra.( Daha önceki beklediğimiz seneleri saymazsak)

Şu anda bu kelimeleri satırlara dökmek ne de kolaymış. Ama size, o gün üzerimizde yarattığı milyonlarca ton ağırlığını anlatamayacağım. Hayatımızın en ağır, en zor günü. Kalbimde yarattığı sancıyı ifade edemeyeceğim. Biz bir seçim yapacağız. Bir bebeği isteyip istememeye karar vereceğiz. Yok gerçekten anlatamayacağım. Böyle zor bir an, karar olamaz. Oysa işin tuhafı,  Cuma günü telefon geldiğinde anlamsız bir rahatlık vardı üzerimde. Sevinç, heyecan. Ben Pazartesi günü bir bebekle bu eve döneceğimizi biliyordum. Daha önce hiiiiiiiç hissetmediğim bir şekilde bunu içimde duyumsamama rağmen ölebilirdim heyecandan… Zaten o günün sonu da pek iyi olmadı. Yatağa düştüm desem yeridir. Burada tabi kendi duygularımı paylaşıyorum. Bir de eşime sormak lazım.

 


Oysa şimdi bunları düşündüğümde insanın kendini bazı şeyler için yıpratmasının ne kadar anlamsız olduğunu görüyorum ve kendime yaptıklarım için üzülüyorum. Yaşamda her şey olacağına varıyor. Bizim için hazırlanmış olan şeyi sabırla kabul edip beklemek gerekiyor. Kendini ve etrafındaki insanları tüketmenin anlamı yok aslında. Bilinmez ve öngörülemez olayların insanın üzerinde yarattığı travmalar bunlar ama biraz sakin kalıp inancımızı kaybetmesek bu kadar duygu fırtınasında boğulmayacağız. Üzücü olaylardan sonra, yaşamın bazen bizim için hazırladığı şahane şeylerin olduğuna inansak ne güzel olurdu. İnansak ve beklesek sadece… Sabırla…

Bir bebekle buluşmaya gittiğimiz o sıcak temmuz gününe gelene kadar geçen süreci paylaşayım;

Biz yurt dışına giderken, içimde yine bin tane düşünce savaş veriyordu. Hangi birini susturacağımı şaşırdım. Ama hayırlı olanın bu olduğuna kalpten inandım. Döndüğümüzde sıra bize gelecekti. Almanya bir bebeğe alışveriş yapmak için müthiş bir yerdi. Kendimi buna kanalize ettim. Yoksa o bir ay zor geçerdi. Bir bebeğin ihtiyacı olabilecek her şeyi aldım diyebilirim. Hayatımın en güzel alışverişiydi. Önceden bebek kıyafetlerine dokunup sevip ağlayan birini düşünürseniz mutluluğumu siz tahmin edin. Hepsini büyük bir keyifle seçtim. Hangisi iyi, hangi ürün daha kullanışlı düşüne düşüne, sora sora aldım. Ateş ölçme aletinden, biberon sterilizatöründen tutun, tırnak makasına, sabununa kadar. Kızımızın her şeyi hazırdı. Geldiğimiz son güne kadar eksiklerini tamamladım. Tabi ki kaç aylık olduğunu bilemediğimizden hep 1-2 yaş kıyafetler aldım. O bir ay alışveriş, gezme ile geçti. Sakinleştim biraz. Kocaman parklarında oturdum saatlerce. Bazen hiçbir şey düşünmeden öylece durdum. Zaten çok ihtiyacım vardı buna. Çok ağır yıllardan geçmiştim.

Bir ay geçip gidiverdi. Döndüğümüzde hemen Sosyal Hizmetler’e haber verdik. Ve bu kez de evde hazırlıklara başladık. Oturma odası olarak kullandığımız odayı boşalttık. Duvarları boyattık. Sonra mobilya almaya sıra geldi. Onu mu alalım bunu mu alalım diye gezip durduk. Yatak geldi, gardrop geldi. Elli yere bakılıp, halı, perde alındı. Ve getirdiğim birçok süs eşyası ile odanın dekoratif şeylerini kendi ellerimle hazırladım.

İsmine de günlerce bakıp karar verdik. İsim tablosunu da ellerimle hazırlayıp koydum bir kenara. Asamadım duvara.

Ah sonrasındaki o bekleme süreci yok mu? İnsanın ömrü tükenebilir. 1 ay geçti hiç haber yok. Aslında sıra bizde ama başka şehirden buraya atama gibi bir şey olmuş bizim önümüze iki aile geçmişti. (Oysa bizim kızımız daha doğmamış bile :)  İyi ki de geçmişler :) )

Ona da tamam dedik. 1 ay daha geçti sosyal hizmetlerden hiç ses yok. Bu arada bu süreçte kendisini yiyip bitirdiğim bizim gibi evlat edinen bir arkadaşım var. Başka bir arkadaşımızın vasıtası ile tanışmıştım. Bana nasıl destek olduğunu anlatamam. Hayatımda kimseyi bu kadar rahatsız etmiş olamam. Onun varlığı bana çok güç verdi. Bıkmadan usanmadan bana destek oldu..Hakkını ödemem zaten mümkün değil. Bu süreci yaşayan veya yaşayacak olan herkesin bu yoldan geçen birine ihtiyacı var aslında.

1 ay daha geçti. Kapısı açık olan çocuk odasını artık görmek istemiyordum. İçim sızlıyordu. O kapının önünden gözü yaşlı geçmeler başlayınca, kapıyı kapattım. 2 gün sonra bir umut geldi içime yeniden açtım. Başka bir gün moralim bozuldu bir gün, yeniden kapattım.

Taş olsa ortadan ikiye ayrılırdı diye düşünüyordum. Bu bekleyiş ve bir seçim yapacak olma duygusu insanı yiyip bitiriyordu. Oysa yapılması gereken sadece sabırla beklemekti. Sonradan düşündüğümde görüyorum ki kızımız doğacakmış, hukuki süreci gereği yuvada bekleyecekmiş ve o süreç bitip bir aileye gitmesi gereken gün, zaten bize haber verilecekmiş. Üzülecek hiçbir şey yokmuş. Ama insan o zaman bunu göremiyor ki…

Bir gün telefon geldi. Bizi dosya görmek için davet ettiler. Gittik ama olmadı bazı nedenlerden dolayı. Sadece dosyayı gördük ve döndük. Bana hiç iyi gelmedi bu ama yapacak bir şey yoktu beklemekten başka.

1 ay daha geçti. Annemlere gittim. Oturma odasında bir yün gördüm yavruağzı. Ve örülmüş bir parça bir şey. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Ama artık her şeye ağlama eğiliminde olduğum için gülmek çok uzaktı. Gözüme yaş doldu. “Bebek yok ki, O da gelmeyecek galiba “ dedim. Annem de “olur inşallah, sabırlı ol. Bende sürpriz olsun istemiştim ama gördün “ dedi.  Kızıma hırka örüyormuş, ‘olmayan kızıma’ hırka örmeye başlamış.!

O hırkayı, yelekler kovaladı sonrasında. Onların hepsini eskitip paralanana kadar giydirdim kızıma. Çok değerliydi benim için. O eskimiş lekelenmiş hallerini de koydum bir hurca saklıyorum. Kimselere vermem saklarım ölene dek.

Böyle böyle geçti günler. Zaman zaman telefon açıyordum ancak birilerine ulaşmak çok kolay olmuyordu artık. Yaz dönemi çalışanların eğitimleri, seminerleri, tatilleri vardı . Bir gün kalktım Cağaloğlu’na gittim. “Nerede benim bebeğim” niye bana sıra gelmiyor? “ diye. Kurumda da biraz karışık durumlar söz konusu idi. Konuştum, ağladım geldim. Yine beklemeye başladık.

Temmuz ayına gelmiştik. Ben Kurum’a bir konu ile ilgili dilekçe fakslamıştım. Faksın ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için Müge hanımı aradım. O da bana “ bende sizi arayacaktım, size uygun bir dosya var, pazartesi günü bekliyorum” dedi. Kalbim yerinden fırlayacaktı, hemen eşimi aradım. Arada koca iki gün vardı.

Hafta sonu geçti, Pazartesi yola koyulduk. Hiç konuşmuyoruz eşimle. Eşim genel olarak daha sakin zaten. Sesim çıkmıyor hiç. Tek istediğim sadece panik halimden çıkmak ve stressiz olmak. Başka bir hayal kuramıyorum. Öyle zor ki o saatler. Bir dosya göreceğiz ve karar vereceğiz.

Nihayet geçtik karşıya. 2 yıl önce sıcak bir yaz günü. Hatta ramazan’ın ilk günü. O yukarıdaki basık odaya çıktık. Cam yok, havalandırma yok. Dosyayı gördük. Sonra Müge Hanım bizi yalnız bıraktı, baş başa kaldık eşimle. Birçok şeyi farklı yönleriyle düşünmeye çalışıyoruz. O sırada duygularımız karışık, korku var içimizde. Ama insan geleceği görse, kendini yer mi hiç? Yemez tabii ki ama görmüyoruz işte. Bilinmezlik insanın ruh halini darmadağın ediyor.

Eşimle bakıyoruz birbirimize..hava sıcak ,saçlarımdan terler akıyor. Nefes alamıyorum. Eşimde aynı durumda. Bizi en çok düşündüren ilk kez bir bebek görmeye gideceğiz. Biz ne yapacağız? Nasıl karar vereceğiz? Nasıl bir bebek? Ne hissedeceğiz? Alıp eve mi götüreceğiz? Diyelim ki ısınamadık !!!! ( o ne demekse )  Bu bebeği istemiyoruz mu diyeceğiz? Bu duygular arasında gidip geldik. İnsan düşüncelerinden utanıyor. Zor gerçekten çok zor anlar. Hayatımızın belki de en zor anları.

Bu düşünceler arasında eşim bir anda “hadi kalk gidelim, görelim bebeği” dedi. Birden o duyguları bırakıp aşağıya indik. “Gidiyoruz biz” dedik.

Bizim birazdan bir bebekle randevumuz var. Yoldayız. Onu görmeye gidiyoruz. Kucağımıza alacağız, gözlerine bakacağız, koklayacağız. Eğer ‘tamam’ dersek bizim olacak. Alıp eve geleceğiz.1 yıl 6 ay 8 gün sonra.

 Saat 10 civarları olması lazım. Aradık bulduk yuvayı. Müdürün ve diğer çalışan personelin olduğu odaya gittik. Müdüre hanım bizi samimiyetle karşıladı. Oturduk masasının yanındaki ki sandalyeye. Heyecan içindeyiz. Ona da derdimizi anlatıyoruz “ biz bebek gelince ne olacak, ne diyeceğiz, nasıl karar vereceğiz, bilmiyoruz” diye.

Küçük bir çocuk gibiyiz aslında. O da bize “ gayet normal bunlar, önemli olan sizin duygularınız ve her anlamda size uygun bir bebek olması, lütfen rahat olun “ diyor. Bir yandan yüzümüzde manasız bir gülümseme, bir yandan içimizde fırtınalar. Ben, bizi bir odaya götüreceklerini düşünüyordum kiiiiiiiii tam o sırada müdüre hanım;

Evet, işte geliyor bebek” dedi. Kapı benim arkamda kalıyordu. Başımı çevirdim, bebeğin sadece bacaklarını gördüm ve önüme döndüm.

Size “ağladım” diyemeyeceğim. Oturduğum yerde başımı ellerimin arasına alıp böğürerek, hıçkırarak ağladım. Aslında kustum ben sanırım. O anın ağırlığını kaldıramadım. Yılların getirdiği özlemi, hasreti, çekilen acıları kustum. Belki de tüm acılarımı o odada bıraktım o gün. Sular geldi, peçeteler geldi. Biraz kafamı kaldırdım, eşim bebeği kucağına  almış gülümsüyordu. Hemşire bana getirdi. Ama ben onu alamadım kucağıma, yapamadım.

Elim ayağım titriyordu. Biraz daha döküldü gözyaşlarım, elimde değildi tutamıyordum kendimi…

Sonra biraz sakinleşince kucağıma aldım. Kızımın o anlamlı bakışı, yüzündeki ifade beynime kazındı. Dün gibi gözümün önünde. İki aylık küçücük bir bebek… Uyudu kollarımda hemen… Onu kollarımda tutmak ve o an… Hayatım boyunca her anımsadığımda hep ağladığım an… Hep gözümden yaşlar süzülerek anımsayacağım an… İfade etmek çok çok güç…

Kucağınıza bir bebek veriyorlar ve siz bir karar vereceksiniz!!!! Ne boşuna düşüncelermiş. Hepsini gülerek anımsıyorum.

Biz bir karar vermedik. Bebeğe baktık, ağladık ve güldük. Eşimle karar vermek için hiç konuşmadık. Birbirimizin yüzüne gülerek baktık. Ben Müge hanım’ı aradım saçma sapan kim bilir neler söyledim. “Biz geliyoruz” dedim. Çünkü Sosyal Hizmetlere dönüp evrak imzalamamız gerekiyordu. Valilik onayından sonra bebeğimizi alıp gidecektik. Kızımızı orada bıraktık. Çıktık. Öğle tatilini bekledik, evrakları imzaladık, onayı bekledik ve akşamüstü yuvaya döndük tekrar. (Bu arada Müge Hanım ve sonrasında hukuki süreçte bize yardımcı olan Gülay Hanım gibi şahane insanlarla bu işleri yürütmek de bizim için çok büyük bir şanstı gerçekten. Onların yaşamımızdaki yeri bambaşka olarak kalacak.)

Bebeğimizi getirdiler. Kıyafeti değişmişti. Elbisesi çıkmış daha günlük bir şeyler giydirmişlerdi. Muhtemelen o elbiseyi ailesi ile tanışmaya çıkacak başka bir bebek giyecekti :) ) Eve geldiğimiz kıyafetlerini, biberonunu, saç bandını sakladım bir kutuya. Zaman zaman açıp bakarım, severim o kıyafetleri, penye tshirt’ünün üstündeki deliği görünce de bir kez daha hüzün dolar içime… 

Kucağıma aldım, yine uyudu hemen. Bir biberonun içinde mama verdiler. Kaç numara bez ve hangi mamayı alacağımı yazdılar. Arabaya bindik ve evimize doğru yola koyulduk. Evde her şey vardı ama 2 aylık bir bebeğin giyeceği bir şey yoktu :) Eve doğru gelirken bir mağazaya uğradık, küvet, bebek bezi, mama ve birkaç parça acil giydirmek için body aldık.

Eve geldiğimizde artık ben kötüleşmeye başladım. Kardeşim, kuzenim, arkadaşım geldi.

“Ben çok hastayım, kötüyüm yatmam gerekiyor “ dedim. Gidip uzandım. Zor, yorucu bir gündü. Üzerimden kalkan yükle elim ayağım boşaldı sanırım. Gücüm kuvvetim kalmamıştı. Ben nasıl bakacaktım bebeğe, hiçbir şey bilmiyordum ki… Acayip bir duygu karmaşası yaşıyordum. Allak bullak olmuştum. Evde bir bebek vardı.

O gece kızımız ağladığında mamasını vermek için kalktım. Kokusu dün gibi burnumda. O gece yarısı anladım. Bu bebek artık benimdi, bizimdi. O kadar bize muhtaçtı ki. Aslında bizde ona öyle muhtaçtık ki… Birbirimizden farkımız yoktu. Onu öptüm, öptüm. Sımsıcaktı. Ben artık onun annesiydim.

Sabah eşim işe gitti. Evde yalnızdım. Deli gibi ağlıyordum,”ben ne yapacağım “ diye? Uzaktan bu yazdıklarım çok saçma gelecektir ama içime deli bir korku girdi. Ben nasıl bakacağım bu bebeğe? Ben ne yaptım?  diye...  Sanırım sanal bir lohusalık sendromu geçirdim. Ama çok uzun sürmedi. O gün eve dolan dostlar, akrabalarla her şey kolaylaştı. Ben Leylâ gibiydim. Ne yaptığımı, ne konuştuğumu bilmiyorum. Perişan bir haldeyim. Benim bebeğim var, anne olmuşum!!!!!!

Düşünceli arkadaşlarım torbalarla küçük bebek kıyafeti getirdi. Onlar makineye atıldı, yıkandı, ütülendi. Ben kaç gün yemek yiyemedim bilmiyorum. Karnım mideme yapışmıştı.

Yavaş yavaş her şey oturmaya başladı yerine… Öyle komik günlerdi ki… Eve sürekli gelen giden var. Bebeğimiz sürekli uyuyor, biz onu sevmeye doyamıyoruz. Bakıyoruz uyanmıyor alıyoruz kucaktan kucağa uyurken seviyoruz.

Neyi nasıl yapacağımı öğrenmeye başladım. Banyosu, alt değiştirmesi, maması…

Zaten o kadar şahane bir bebekti ki… Sallamak yok, mamasını veriyorsun yiyor, gazını hemen çıkarıyor, huzurlu, güler yüzlü, ve sakindi. O günlerde onun karakteri ile ilgili sarf ettiğim tanımlamalar bugünde aynı şekilde geçerliliğini koruyor. Güçlü, inatçı, kararlı bir bebekti. Hem duygusal hem fiziksel olarak hep güçlü ve cesur bir çocuk oldu.

O dönem, günde kaç kez, uyurken O’na bakıp,  Allah’a şükrettik bilmiyorum. Bize öyle bir hediye vermişti ki…. Ben çok uzun bir süre geceleri, O uyumasına rağmen defalarca uyandım bilmiyorum. zÜstü açık mı? Bir sorun var mı? Nefes alıyor mu? Orada yatıyor mu? Diye.

Günler geçip O bize, biz O’na alıştıktan sonra “ya o gelmeseydi” “ ya o olmasaydı” diye düşünüp hayıflandık. O bizim bebeğimiz olmak için yaratılmış gibiydi. İyi ki gelmişti. İyi ki bizim bebeğimiz olmuştu. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki eşim ve benim adıma; eğer hemen bir bebeğimiz olsaydı biz bu yola maalesef girmeyecektik. Ve kızımız gelmeyecekti. Yani  “iyi ki baştan bizim bebeğimiz olmamış” bile diyebiliyoruz. Ben bunu gerçekleştiren diğer ailelerinde aynı duyguyu yaşadığına eminim.

Anne oldum ben. Tüm anneler gibi birçok zaman yorgun, ama yorgun da olsa, hasta da olsa, ona yemek yapacak, ona bakacak, yedirip içirip, altını değiştirip, kitap okuyup, şarkı söyleyecek gücü bir şekilde kendinde bulabilen bir anne…

Anne oldum ben.Kimi zaman sabır taşı gibi sakin, anlayışlı..Kimi zaman sabrı taşan, kızabilen…Onunla yeniden çocuk olmayı anlayan,bir minik çocuğun gözüyle dünyayı yeniden keşfeden..Hasta olduğunda eli ayağı birbirine giren, özene bezene yaptığım yemekleri afiyetle mideye indirdiğinde kendi yemiş gibi mutlu olan bir anne…

Anne oldum ben. Her anne kadar mutlu, her anne kadar mutsuz…gözlerindeki ışığa dünyayı yakacak,varını yoğunu ona harcayacak, iyi bir eğitim alması için uğraşacak, İyi,vicdanlı,merhametli, adil bir insan olması için çabalayacak bir anne…

Anne oldum ben. Anne olmak için doğurmam gerekmediğini, kan bağı, soy bağı olmadan da bir çocuğu canın gibi sevebileceğini anladım. Anne olmanın “gerçek” manasının “sevgi” olduğunu öğrendim.

Anne oldum ben… Her anne gibiyim. Sadece biraz daha farklı bir yol bizimkisi…çok özel bir yol. Tarifsiz, güzel bir yol. Hatta bu farkı konuşmak bile bir süre sonra anlamsız geliyor. O “saç teli kadar ince” detayı paylaşmak dokunuyor bile insana… Çünkü bizim için o detayın hiç bir manası yok artık. “evlat edinmek” detayının yani… Bizim canımız, ciğerimiz, evladımız o.

Tüm bunları niye paylaştım? Birilerinin, sadece yaşadıklarımı ve hissettiklerimi okuması için değil elbette.

Biliyorum ki bunu okuyup, aynı sorunların içinde yaşayan insanlar, kendilerinden bir şeyler bulacaklar. Belki içlerine bir ışık doğacak, o ışık kendilerini ve etrafını aydınlatacak. Bir kadının, ailenin yaşadıklarından güç alacaklar. Umutsuzca durdukları yerden kalkıp bir yola koyulacaklar. O yola koyulacak kişilere gönülden, candan;

İYİ YOLCULUKLAR DİLİYORUM….

Varacağınız yerin yaratacağı o muhteşem duygu ile çok  mutlu olacağınıza ve o yola çıktığınıza pişman olmayacağınıza eminim.

AYIŞIĞI’NDAN SEVGİLERLE

 

31 Yorumlar

  1. Merhabalar AYIŞIĞI
    Bende 6 önce aynı duyguları yaşadım ... Şuan sizin yazılarınızı okurken aynı duyguları tekrar yaşadım. Size yardımcı olan Müge Hanım, Gülay Hanım , Müdüre Hanım ... Hepsi aynı ... Kızıma Kavuştuğumda henüz 2 Aylıktı , Şuan 6 Yaşında Çok Güzel Bir Melek ... Ben Ogün Yuvada Doğum Yaptım Ve Kızımı Hemşire Ablaları Bana Getirdi ... Ben Öyle Hissettim ... Annelik Duygusu Çok Güzel ... Artık 6 Yaşında ve ben gerçeği söyleyip söylememekte kararsızım ... Ben onun nasıl karşılacağını tam bilmiyorum . onun için endişeliyim. Başkasından duymasından korkuyorum ... ve gerçeği saklamak ona haksızlıkta olabilir inanın onun için neyin doğru olduğunu tam olarak bilmiyorum ... Ben sadece incinmesini istemiyorum ...Çok hassas bir çocuk ... Pedagog buyaz söylememiz gerektiğini söyledi , (daha fazla geç kalmadan ) başkasından duymadan siz kendiniz söyleyin dedi ... Benim Canım Herşeyim Ben onu Annesim , Onu Bu Dünyaya Ben Getirmedim ama İlk Saçları dökülüp yenileri çıktığında (yastığı görünce ağlayan )Yanında olan bendim. ilk dişlerinin çıktığını gören bendim ... ateşlendiğinde sabahlara kadar uyumayıp başında bekleyen bendim. ilk adımlarını gören ( o anda göz yaşlarını tutamayan ) bendim ... İlk Bana Anne Dedi ... ... ... Şuan Kızım 6 Yaşında Süt dişlerini Döküyo ... Dün Bana ... Bak Anne Ben Abla Oluyom Artık Dişlerim Sallanıyo Yenisi Çıkıcak ... Çok Mutluyum Ben Dedi ... Evet Kızım Büyüyo ...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba sevgili Melek,
    Kiziniza saglikli uzun ömürler diliyorum.Su anda içinde bulundugunuz duyguyu sadece tahmin edebiliyorum. Bir kac yil sonra bende bu duygunun içinde olacağım biliyorum. Ne kadar zor olacaginida öngörebiliyorum.En büyük korkumuz onlarin incinmesi.Ama herkesin bildigi, bizim icin cok birsey ifade etmeyen ama coook buyuk bir seymis gibi görünen o ayrıntıyı biz paylasmazsak baskalari paylasacak.Ve o zaman daha da cok incinecekler.Bu soylenmesi gereken "gercegi" en dogru şekilde bizim paylasmamiz gerekiyor.Bizler bile zaman gectikce unutuyoruz onlarin karnimizdan cikmadigini ve umurumuzda bile olmuyor o "gercek"...Ama yasamda bazi anlar bize bile bu durum hatirlatildiginda gucumuze gidiyor.Bizim canlarımiz cigerlerimiz, evlatlarimiz onlar. Ötesi yok.Yasam boyle bir yer, kesinlikle güçlü durmak zorundayiz.Bu "güzel kaderi" onlara da en güzel şekilde anlatmaliyiz.Hepimiz kendi yöntemimizi ve cocugumuza en uygun anlatim yolunu bulacagiz.Bir pedagog araciligi ile bunu gerçekleştirmek de bize destek olacak muhakkak ki...Belki bizlerde cok büyütüyoruz kafamizda.Biz rahat olursak ve cok normal olarak yansitabilirsek daha rahat atlatabiliriz.Daha ileriki senelerde öğrendiklerinde bununla yüzleşmelerinin cok daha zor olacağıni yasanmis hikayelerden biliyoruz.Size de cok kolay olmasını ve herseyin sorunsuz tamamlanmasını diliyorum cani gönülden....Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  3. umudagulumsedik14 Kasım 2015 01:31

    Biz de sekiz yillik evliyiz ve ne yazikki cocugumuz olmadi.evlat edinmeye karar verdik.eminmiyim halen bilmiyorum aka yazilariniz isik gibi dogdu icime.korkularim var heyecanlarim acabalarim var.ozelliklede etraf ne der nasil davranir bebegi dislarlarmi gibi yuzlerce soru var kafamizda.esim aldirma kimseye bu bizim hayatimiz bu bizim kararimiz biz sahiplendikmi kimseye laf dusmez diyor.bqsvurduk evraklari tamamlayip teslim edicez haftaya insallah.cok cook heyecanliyim iki sene nawil gecerki bilemedim.sekiz senenin ustune bir de iki wene beklemek.hayirlisi insallah.rabbim bir an once oglumuza kavustursun ve herkesi insallah.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba
    Oncelikle hayirli olsun demek istiyorum.
    Biz bilgi görüşmesinden çıktığımızda aynı sizin duygularınızla hüngür hüngür ağlamıştım. 10 sene bekledim hala 2-2,5 sene beklemem gerekiyor bu nasıl bir haksızlık diye. Sonra yavas yavas geçti bu duygu. Teslim ettim kendimi ne zaman olacaksa o zaman olsun kabulümdür dedim. Ne oldu biliyor mususnuz? 9 ay sonra aldık kucağımıza kızımızı. Umutsuzluğa kapılmayın lütfen. Ortalama sureleri söyluyorlar ama bazen işler çok hızlanabiliyor. Ayrica bekleyeceksek de bekleyelim en azından sonunda bebeğinizi kucağınıza alacağınız kesin. Yani sonucu belli, beklemeye değmez mi?
    Yazılarımın sizi rahatlatmasına çok sevindim. Demek ki amacına ulaşıyorlar. Korkularınız, acabalarınız çok normal. Hepsini bizler de yaşadık. Eğer hamile kalsaydınız da benzer ve farklı başka korkularınız olacaktı. Hepsi normal ve bebeğinizi gördüğünüz an buhar olup uçacaklar ;) sonra başka korkular başlayacak, onlar da geçecek ve yerini hemen yenileri alacak. :) Anne baba olmanın doğasında var bunlar. Korkmayın...
    Ayrıca eşiniz çok haklı. Kim ne derse desin. Bu sizin kararınız, sizin hayatınız. Kimseyi ilgilendirmez. Başkasının hayatı ile ilgili ahkam kesmek çok kolay, bizim toplumumuzda bu biraz fazla hadsizce yapılıyor üstelik. Kimseyi dinlemeyin. Ben öyle yaptım. O kanuşanların hepsi şu anda Yoncaya hayranlar ve çok seviyorlar. Siz dik durun ve ne kadar sürerse sürsün sabırlı olun. Gerisi hiç önemli değil. Bebeğinizle aranızdaki sevgi size herşeye direnme gücü verecek zaten ve o sevgi herkesi dize getirecek :)
    Ne zaman isterseniz yazın. Biz buradayız ...
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Umuda Gülümsedik
    Iyi ki gülumsemissiniz...o gulumsediginiz umut Can'iniz olacak.Yazdiklarimizla size birazcik da olsa destek verebilmissek ne mutlu bize.Lütfen esinizi dinleyin sadece....o kadar güzel soylemis ki...asla kimin ne düşündügunun önemi yok.Kapinizi kapatin ve o gelecek mutluluğun tadini cikarin.Sizi temin ederim ki siz güçlü durdukca ve mutlu oldukça kimse ağzını acip tek kelime bile etmeyecek.Bu o kadar özel bir duygu ki siz bunu anlayinca çevredeki hic bir söz sizi etkilemeyecek.
    Bekleme süresine gelince su gibi akip gecsin dilerim ki.Ancak söylendiği kadar uzun sürmuyor emin olun.Erkek bebekte sira cok daha çabuk geliyor.Güzel haberlerinizi bekliyoruz.Kucak dolusu sevgiler....

    YanıtlaSil
  6. umudagulumsedik25 Kasım 2015 22:44

    Ay icim rahatladi cok saolun.dayimlar basvurmustu bikac yil once ama dayim hepatit b hastasiydi dosyasi red olmustu halen gecerli mi acaba onlar cok heveslenmisti cunku:-(
    biz evraklari hazirliyoruz heyecanla dolanip duruyoruz su odayi hazirliyacaz falan.ya kabul edilir degilmi dosyamiz yani red edilmez deilmi insallah.bende rabbimin izniyle bebegimi kucagima almak istiyorum sizin gibi.anne olmak istiyorum evde bebis civiltisi olsun istiyorum.hem de cok.dualarinizi bekliyorum dostlarim.kaderdaslarim:-)

    YanıtlaSil
  7. umuda gulumsedik26 Kasım 2015 22:10

    Tekrar merhaba dostlar.ben cok heyecanliyim anladiginizi biliyorum bu yuzden rahatim.size soracak bi dunya sorum var aslinda ama kafama en takilanlari sormak istiyorum.eslerle ayri ayri konusuluyormusyq neler soruyr gorevliler.ve ev ziyaretinde en onemli seyler ne.mesela bebek odasini simdiden hazirlamam gerekiyormu yoksa bebegi aldiktansonrami hazirlayalim.
    Nelere dikkat ediliyor evdevraklari teslim ettik

    YanıtlaSil
  8. Merhaba,

    Öncelikle hayırlı olsun. Lütfen sakin olun. Rededilmesi için çok geçerli bir neden olması gerekiyor. Dayınızın durumu özel. Kurum yetkilileri öncelikle çocuğun en yüksek menfaatini düşünmekle yükümlüler. Başvuru çok, çocuk az. Bu nedenle çocuk için olabilecek en iyi koşulları tercih etmeleri gerekiyor. Dayınızın durumu şanssızlık. Hastalık hepimiz için. Hepatit hepimiz için risk bizim de bundan sonra olmayacağımızın garantisi yok. Ancak mevcut durumda sağlıklı ebeveyn seçmek durumundalar. Çok üzüldüm dayınız adına:(
    Odasını hazırlamak için daha çok erken. Öncelikle işlemlerinizi bitirin. Sıranız belli olsun hatta sıranız 2 ye düşsün ondan sonra oda hazırlarsınız. Bu süreç bazen 1 yıl bazen 2 yıl sürüyor. Şimdiden hazırladığınız odaya 1 yıl boyunca bakıp üzülmek istemezsiniz ;)
    Hiç merak etmeyin. Adımınızı atmış, umudunuza gülümsemişsiniz :) Artık siz bir anne adayısınız ve hayırlısı ile anne olacaksınız. :)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  9. Tekrar merhaba,

    Size tavsiyem öncelikle sakin olun :)
    Panik olacak hiçbir şey yok. İnanın bana, yaşadım :)
    Ama inanın sizi de çok iyi anlıyorum. Çünkü biz de aynı duygularla geçtik bu yolları ;)
    Görüşmeler konusunda rahat olun. İnanın sohbet havasında geçiyor hepsi. Öyle mülakat falan değil, sizi tanımaya çalışıyorlar sadece. Özel sorular soruyorlar sizinle ilgili. Yani en iyi bildiğiniz yerden soruyorlar. Eşlerle ayrı ayrı görüşmelerinin sebebi bana kalırsa ikisi ile de eşit bir görüşme yapabilmek. Bir de eşler birbirlerinin yanında bazı sorulara farklı cevaplar verebilir. Rahatlasınlar ve rahat konuşsunlar diye. Ben öyle düşünüyorum. İçinizi rahatlatacaksa aklımda kalan küçük bir şeyi anlatayım size. Bana neye sinirlenirsiniz ve eşiniz neye sinirlenir diye sormuşlardı. Eşime de sormuşlar aynı soruları. Eşiniz neye sinirlerin sorusuna benim eşimin cevabı aynen şöyle: "Vallahi o bir tek bana sinirlenir, başka bir şeye sinirlendiğini görmedim " :)
    Aldık Yonca'mızı :)
    Siz rahat olun. Gerisi kolay.
    Bebek odası için hiç acele etmeyin. Daha çooookk zamanınız var.
    Geriye dönük süreç ile ilgili yazılarımı okumanızı öneririm. Soracaklarınızın çocuğunun cevapları orada var. Ama ne zaman isterseniz ben buradayım.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. s.a umuda gülümsedik..hakkınızda hayırlısı ne ise o olsun inşallah..hepimiz için tabiki..Senin su andaki geçtiğin süreçlerden biz tam 1 sene önce geçtiğimiz için neler duymak istediğini tahmin ettiğimden size yazmak istedim..Bizde başvuralı 1 sene 14 gün oldu ve 14 gün önce dosyamızın kabul olunduğu söylenip bebek sıralarımızı verdiler..evet çok yorucu bir süreç ama ebeveyn olmak içinde bazı aşamalardan geçmemiz gerekiyor diye düşünüyorum... evrak olarak neleri hazırlamanız gerektiğini vermişlerdir zaten onların içinde en uğraştırıcı da istedikleri rapor idi..evrakları verdikten sonrada iki kez eşimle ayrı ayrı görüşmeye alındık..her kurumda sorulan soru aynı mıdır bilmiyorum ama ilk görüşmede kişisel bilgiler soruluyor işte ne bileyim kaç kardeşsiniz,nasıl bir aileniz var,aileniz size nasıl davranırdı,dayak yediniz mi,küçükken aileniz size iş veririmiydi,ailede evlat edindiğinizi kimler biliyor,eşiniz en cok neye sinirlenir,ilk evlat edinme isteğini kim düşündü gibi... ikinci görüşmede de bize vermiş oldukları kitaplar vardı onları okuyup okumadığımızı ve onlara yönelik sorular sordular.. sonra ne bileyim bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz tuvalet alışkanlığı nasıl kazandırılır cinsellikle ilgili birseyler söylenmeli mi gibi.. zaten kitapları okudu isen 2 görüşme daha cok bilgi alışverişi gibi geçiyor..eve bakmaya geldikleri ise bence en kolay biz geldiklerinde yeni taşınmıştık ve eşyaların çoğu kutudan bile çıkmamıştı..önemli olan onlar için evin parka okula ve devlet hastanesine yakınlığı.. boşu boşuna da pasta börek hayalı kurmayın yemiyorlar bile..benim ocağım bile bağlı olmadığından trileçe filan aldırmıştım ama hiç yemedi bile..Yani özetle yukarıda bahsedilenler gibi kendiniz olmanız samimi olmanız yeterli.. biz görüşmelerden sonra anladık ki eşimle aslında ne kadar iyi tanıyormuşuz birbirimizi.. mini bir ilişki deneyi gibi oldu bizim için..şimde beklemedeyiz.. Hiç acele etmiyorum hemen gelsin diye hayırlısıyla ve sağlıkla gelsin yeter.. şu sıralar hele etrafımda okadar gebe varken..benimde burnumda tutuyor evlat sevgisi ama yapacak bişi yok..imtihan..

    YanıtlaSil
  11. merhaba anne ... ya ben kendi yorumlarımı göremedik o sebeple oraya değil buraya yazmak durumunda kaldım..ya biz evladımıza evlatlık olduğunu kesinlikle söyleme taraftarıyız ama yinede içimde 18 bastıktan sonra gercek ailesi bulup gitmek isterse diye tereddütler var yaşadığım onca şeyin ustune birde bunlar kaldıramam.. sizin hiç aklınıza gelmiyormu vaya tereddüt olmuyormusunuz..

    YanıtlaSil
  12. umuda gulumsedik27 Kasım 2015 23:22

    Ela ali a.s. Yazdiginicin cok tesekkurler.tamda merak ettiklerimi yazmissin gercekten.icinde bulundugum ruh halimi hepiniz yasamissiniz anladim.dosyanin kabul edilip edilmedigi bayaa uzun suriyomus.ev ziyaretini ve tekli gorusmeler beni heyecanlandiriyo.bide arkadaslar ozgecmis diyolar ya evlilikteki ozgecmisi diyorlar deilmi.onu yazmamizi istediler.yazsam romqn olur aslinda :-)
    bakalim tum sa

    YanıtlaSil
  13. umuda gulumsedik27 Kasım 2015 23:24

    Ela ali a.s. Yazdiginicin cok tesekkurler.tamda merak ettiklerimi yazmissin gercekten.icinde bulundugum ruh halimi hepiniz yasamissiniz anladim.dosyanin kabul edilip edilmedigi bayaa uzun suriyomus.ev ziyaretini ve tekli gorusmeler beni heyecanlandiriyo.bide arkadaslar ozgecmis diyolar ya evlilikteki ozgecmisi diyorlar deilmi.onu yazmamizi istediler.yazsam romqn olur aslinda :-)
    bakalim tum safhalari paylascam sizlerle.ve sorularimla kqfanizi sisirecem galiba.hepinizin yorumlarini ayrintilari bekliyor coook tesekkurler ediyorum.rabim gonlumuze gore versin hepimizin insallah.

    YanıtlaSil
  14. Umuda gulumsedik canim ozgecmisten kasit otobiyografin aslinda... Kurumdan istediklerini diyorsun dimi yani adin soyadin nerelerde okudugun kac kardessin hobin fobin evlilik tarihin gibi..ben bunlari yazmistim sadece..

    YanıtlaSil
  15. umuda gulumsedik30 Kasım 2015 01:21

    Evet ela hanim kurumdan istedikleri ozgecmisten bahsetmistim.ben evlilikten itibarenki yasantimi yazdim ve evlat edinmeye karar verdigimiz kadarki sureci yazdim.insallah sorun olmaz.olmazsa bastan bitane daha yazarim zaten yazmaya doyamamistim :-)

    YanıtlaSil
  16. Evet ayni seyden bahsediyoruz..? birsey olmaz basina da evlenmeden onceki durumunuzu yazarsiniz olur biter.. Kac kardes oldugunuz okudugunuz okul gibi...?

    YanıtlaSil
  17. umuda gulumsedik30 Kasım 2015 17:41

    Oyle yaparim canm cok tesekkurler.desteginiz yardiminiz icin tekrar tesekkurler.

    YanıtlaSil
  18. Merhaba Ayışığı

    Bu yazı için teşekkürederiz. Yazınızı hemen hemen 2 günde bir okuyup aglıyorum , bana güç veriyor. Şu anda kız bebekte 12.sıradayız 3 ay önce 17.sırada idik. Zaman yaklaştıkça aynı sizin tarif ettiğiniz korkular ve heyecanlar beni ve eşimide sarıyor.

    Ben 39 yaşındayım. 15 yıllıkta evliyiz hiç çocuk yapma teşebbüsümüz olmadı. Çocugumuz olup olmadıgını bile bilmiyoruz. Eşim ve bende evlat edinmenin hem etik degerlerimiz açısından hemde bu toplumda var oluşumuza bir anlam katacagını ve bizi çok ama çok daha fazla mutlu edeceğini düşündüğümüz için evlat edinme kararı aldık.

    Umarım bizde sizin gibi cok mutlu oluruz.

    Sevgi ile kalın

    Leyla

    YanıtlaSil
  19. Sevgili leyla siraniz hep 3 ayda 5 bebek ilerlemesi ile mi gitti... Birde paylasmanizda sakinca yoksa hangi ilden basvurdunuz.. Gerci biz erkek bebek istiyoruz ama.. Bizede kiza 29 erkege 24 dediler ...

    YanıtlaSil
  20. Merhaba Elaali
    Bizim zaten 3 ay önce başvurumuz kabul olup sıra numaramız geldi. Bu 3 ay içinde 5 sıra ilerledik. Şehirden şehire değişebilir. Trakyadan bir sehirdeyim.

    Sanırım siz nüfus olarak daha kalabalık bir sehirden başvuru yapmışsınız.

    Umarım sizinde bizimde güzel bir bebişiniz olur en kısa zamanda.

    YanıtlaSil
  21. evet istanbuldan basvuru yaptık ve basvurumuzun kabul olması zaten 1 yıl sürdü:) iki hafta önce yazmıştım erkekte 24 kızda 29 diye şimdi sordum erkekte 21 kızda 24 olmuş..hayırlısı olsun..bi yanda korku bi yanda hasret bi yanda heyecan var..insallah bebişlerimize kavusuncada yazalım..

    YanıtlaSil
  22. Sevgili Leylaalp
    Ne mutlu bana yazdiklarimla ufak bir isik olabilmek...sizi aglatmak istemezdim ama bu boyle bir duygu,bende baska birinin hikayesini okudugumda yaslar hemen akmaya baslar gözümden..hatta sizin bu mesajiniz bile yetti buna...ne şahane bir karar vermissiniz...hayirli olmasini ve o en güzel:)) çocuğa hemen kavusmanizi diliyorum...o sira sular seller gibi aksin...ki akiyor..bir anda bakmissiniz eve gelmiş...odasini lutfen hazirlamayin sira cok yaklaşmadikca..cunku hazırladıktan sonra zaman daha zor geciyor...
    Gelecek bebegin varolusunuza katacagi anlami ben ifade edemem gerçekten...bu sizin ruhunuzda zaten varmis o cocukla birlikte katlanacak ve bu şekilde secildigi icin kendini eminim yasam boyu cok sansli biri olarak hissedecek...
    Her zaman destek olmaya hazırız.Ne zaman isterseniz...lutfen habersiz birakmayin bizi...sizde kavusmanizi uzun uzun yazin bizde okuyalim:))
    Cok sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  23. Merhaba Elaali
    Sizede hayırlı olsun...dilerim güzel yavrunuza bir an once kavusursunuz...sira icin mantık pek yürümüyor...cok farkli bir gidis olabiliyor...umarim hizla gecer zaman...
    Gerci bu soruyu sevgili arkadaşim "anne"ye sormussunuz ancak yorumlarda okuyunca bende bir cevap yazmak istedim.
    Kafanizdan gecen tüm düşünceleri bizde yasadik veya yasiyoruz.Bu da cok enteresan bir sey gerçekten...baslarda daha cok düşünülürken zaman gectikce kayboluyor.Ozellikle hukuki surecten bittikten sonra daha da azalıyor.Artik bunlari dusunmez hale geliyor insan.Zaman zaman bu konu ile ilgili bir haberle yeniden canlanabiliyor ama yine sönüyor...
    Bizlerde dogru zaman da paylasmayi düşünüyoruz.Gelecekte olacaklari öngörmek cok mümkün değil ama bunlari düşünmenin bir faydasi da yok galiba,kendimizi uzmek disinda....Ben gerçek sevginin dünyadaki herseyin üstünde olduguna inaniyorum.Sadece Dna'si, kanbagi ayni olanlarin birbirini sevdiği bir dünya degil burasi...
    Sevgimiz en büyük bagimiz olacak...ve hic bir yere gideceklerine inanmıyorum...
    Sizinde güzel haberlerinizi alm dilegi ile sevgiler

    YanıtlaSil
  24. Merhaba leyla alp sira numaranizdaki son durum nedir? Benim erkek 18 kiz 21 oldu..

    YanıtlaSil
  25. Leyla hanim... Hic sesiniz cikmiyor insallah evladiniza kavusmussunuzdur da yogunluk halleridir bunlar... Bizim 12 oldu erkek 18 de kiz.. 19 kasimda yazmistim erkek 24 kiz 29 du... Hadi bakalim bi kavusma hikayesine daha okuyasimiz var ???

    YanıtlaSil
  26. Sevgili Elaali,
    4 ayda ne kadar ilerlemis siraniz. Bu hizla giderse 6-7 ay sonra sizin de hikayenizi okuyacagiz galiba :)

    YanıtlaSil
  27. evet bizde cok sasırdık:) insallah anne ya :)bu arada size bir ara işin dini boyutu beni düşündürüyor demiştimya.. artık içim hem dini yönünden hemde dünyalık yönünden çok rahat.. Rabbim beni o bebeğe nasip etmiş ve bu kavuşma farklı yönlerden olacak ben bir evlat sahibi olacağım hemde ayrıyeten sevap defterim kabaracak.. bu ne muthiş bir ayrıcalık..:))

    YanıtlaSil
  28. Merhabalar Anneler

    Evveeeeettt.. kızıma kavuştum. tam tamına 4 ay oldu. Şu anda dünyalar güzeli bir kızım var. :)
    biraz gec yazdım ama annelik iznim yeni bitti ve ben ancak iş yerimde çay saatinde zaman bulabildim. evde çok zor , ilgilenmem gereken bir kızım var. :)

    Geldiğinde 24 aylıktı . İnanılması zor biliyoırum ama gelmesinden 2 gün sonra tamamen anne ve baba olmuştuk . Zaten oda hazırmış bir anne ve babaya :)

    İşten eve dönmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı.
    Umarım sizlerde en kısa sürede bebeklerinize kavuşursunuz.

    Bu arada korkmayın 1 yasından sonrakilerde cok hızlı bir sekilde aileye alışıyor , halen bebek oluyorlar ve sizde alışıyorsunuz. Veee artık onsuz bir bir hayat sizin için olamıyor .. :)))

    Sevgi ile kalın

    YanıtlaSil
  29. Merhabalar Anneler

    Evveeeeettt.. kızıma kavuştum. tam tamına 4 ay oldu. Şu anda dünyalar güzeli bir kızım var. :)
    biraz gec yazdım ama annelik iznim yeni bitti ve ben ancak iş yerimde çay saatinde zaman bulabildim. evde çok zor , ilgilenmem gereken bir kızım var. :)

    Geldiğinde 24 aylıktı . İnanılması zor biliyoırum ama gelmesinden 2 gün sonra tamamen anne ve baba olmuştuk . Zaten oda hazırmış bir anne ve babaya :)

    İşten eve dönmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı.
    Umarım sizlerde en kısa sürede bebeklerinize kavuşursunuz.

    Bu arada korkmayın 1 yasından sonrakilerde cok hızlı bir sekilde aileye alışıyor , halen bebek oluyorlar ve sizde alışıyorsunuz. Veee artık onsuz bir bir hayat sizin için olamıyor .. :)))

    Sevgi ile kalın

    YanıtlaSil
  30. Herkese Merhaba

    Kızım ile 2 yıldan fazla beraberiz. Bu arada çook şeyler yaşadık. Kızımın gelmesinden 1 yıl sonra nüfusumuza almamız için gerekli evragı sosyal hizmetlerden alıp mahkemeye başvuru yaptık. En kısa mahkeme 6 ay sürüyormuş. Bizimkide 6 ay sonra sonuçlandı. Artık resmi olarakda anne baba olduk. :).kolay bir süreç oldu. Çok korkmanıza gerek yok :)
    Sevgi ile kalın.

    YanıtlaSil
  31. Merhaba,
    Çok sevindim. Hayırlı olsun.
    Bir ömür mutluluğunuz eksilmesin. Sevgiler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski