BAŞVURU VE İLK EV ZİYARETİMİZ
Evlendikten sonra 12 yılı geride bırakmıştık. Eşimle mutluyduk. Ama bir çocuğumuz olmasıyla bu mutluluğumuzun daha da perçinleneceğini düşünüyorduk. Zaten istediğimiz bir şeydi. Neden olmasındı. Biz ona sevgimizi verecek oda bize evlat sevgisinin ne demek olduğunu öğretecekti. Karşılıklıydı aslında sevgimiz. Bir insanın hayata tutunabilmesine yardımcı olacaktık. Onun kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlayacaktık. Bunu nasıl yapacağımızı bilmiyorduk. Sadece istiyorduk hepsi bu.
Çevremizde daha önce Evlat Edinmiş hiç kimse yoktu. Ne benim ailemde, nede eşimin ailesinde, ne garip çevremizde de yoktu. Nedir, neler yaşanır, ne yapılır ????? Kocaman soru işaretleriyle dolu bir bilinmeyene adım atmıştık. Bir kere adım atmışsanız bunun geri dönüşü yoktur. Ne bizim için nede hiçbir şeyden haberi olmayan bizi bekleyen o çocuk için.
Doktorların kesin bir dille, yapılabilecek hiçbir şey yok dedikleri anda çocuğumuz olsun diye uğraşlarımıza artık bir son verdik. Ve direkt Kuruma gittik. Bilgi almak için. Bir uzmana yönlendirdiler bizi, daha önce hiç bilmediğimiz bu konu hakkında, ilk defa orda duyduk 40 yaş sınırını işte o an telaşa düştük çünkü 38 yaşına gelmiştik. Ve zamanımız az kalmıştı. Bekleme süresini orada öğrendik. Kız bebek için en az 5 yıl, erkek bebek için en az 2 yıl beklememiz gerektiğini orada duyduk. Rıza nedir, terk ne demektir orada öğrendik. Ve eşimin erkek çocuk istediğini de ben ilk orada öğrendim. O zamana kadar hiç konuşmamışız bu konuyu sadece bir evlat istiyorduk ben hep bir kız istemiştim, meğerse eşimde erkek istermiş :)). (Ne farkı varsa evlat evlattır işte.) Sonuçta, kız- erkek ikisinin sırasına da girdik. Ama erkek olma olasılığı daha yüksekti, bekleme süresinden dolayı. O zamana kadar hep kız çocuk hayal eden ben birden telaşa düştüm. Erkek çocuk daha önce hiç düşünmediğim bir şeydi. Sonra erkek çocuklarına sempatiyle bakmaya başladım. Şimdi düşünüyorum da gerçekten ne kadar cahilce davranabiliyor insan.
Gerekli olan evrakları aldık çıktık kurumdan. O ara yaz tatiliydi. Tatile gittik ama orada duramadık. Devamlı aklımızda şöylemi yapsak böylemi diye konuşup duruyoruz. Tatilden de keyif alamıyoruz. Çıktık geldik. Hiç olmazsa evraklarımızı tamamlayalım bir an önce şu bekleme süresini başlatalım dedik. Ve tatilden 2 gün erken dönüp hemen soluğu hastanede aldık. Raporlar istenen belgeler gerçekten de 2 günümüzü aldı. Hatta sağlık raporunu 2 gün sonra verdiler.
Kuruma evrakları teslim ettik. Çok heyecanlıydık. Süreyi başlatmak bile bizi çok heyecanlandırmıştı. Kurum uzmanı da çok yardımcı oldu.
O zamana kadar ailelerimizden hiç kimseye söylememiştik. Açıkçası çok karşı çıkacaklarını da düşünmüyorduk zaten. Karar bizim kararımızdı karşıda çıksalar bile önemli değildi biz istiyorduk ya. Onlar sadece yanımızda olurlar ya da olmazlardı. İlk ablamıza söyledik. Referans istiyorlar, aileler hakkında bilgi alabilecekleri kişilerin isim ve telefonlarını. O kişilerden biriside ablamızdı onun için ona öncelikle söylemeliydik. Önce şaşırdılar ama iyi yapmışsınız diyerek destek oldular. Ben sandım ki herkes onlar gibi düşünecek ama maalesef düşündüğüm gibi olmadı. Diğerlerine söylediğimizdeki tepkilerini unutamam. Hiç beklemiyordum böyle bir karşı çıkma ve itirazı. Aman Allah’ım neler söylendi. Şok olmuştum. Biz delimiymişiz de yani hatırlamak ve yazmak istemediğim bir karşı çıkma. Çok üzüldüm. Sonrada bu konuyu hiç açmadım. Karar bizim kararımızdı iyisiyle kötüsüyle bizimdi. Başka kimseyi ilgilendirmiyordu çünkü. Birkaç arkadaşımla paylaştım onlarda olumlu karşıladı. Ama bir daha o uzun bekleme süremizde kimseyle de paylaşmadım.
Evrakları teslim ettikten sonra gerekli tetkikler ve araştırılmamız bitince, kurum yetkililerince İlk ev ziyareti yapılıp sıraya alınacakmışız. Bunun için telefonla arayıp gelecekleri tarihi söylediler. Bende bir telaş, bir heyecan… Aileye de söyleyemiyorum. Korkuyorum. Eşim şehir dışında uzmanımız, olsun önemli değil evde birinizin olması yeterli dedi. Sadece evin çocuk için iyi bir ortamı var mı, yok mu ona bakacaklarmış. Ama bu benim için o kadar kolay değil tabi ki. Ben günler öncesinden evde hazırlıklara başladım. Evi dip köşe temizledim. Pastalar, börekler hazırladım. Sabah erkenden kalktım, giyindim süslendim bekliyorum. İnşallah çok geç kalmazlarda bende heyecandan ölmem diye. Çünkü saat vermediler. Gün içinde geleceklerini söylemişlerdi. Allahtan erkenden hazırlanmışım çünkü Saat 09.30 da kapım çaldı. Ben sadece bizim uzmanı beklerken karşımda 4 bayan :)) Hoş geldiniz faslı falan. Tam bir gün havası gibi ben arkadaşlarımı çaya çağırmışım. :)) Çok kalmadılar zaten bir bardak çay içtiler, sonra evi dolaştılar, çocuk odasını nereye yapacağımı falan sordular ve gittiler. Hepsi buydu. Ben günlerdir kendimi boşuna paralamıştım. Ama olsundu görüşme güzel geçmişti ya. Sonra bir ara kapıcı geldi arkadaşlarınız sizi sordular sabah bende dairenizi gösterdim dedi. Güldüm, teşekkür ederim, dedim.
Şimdilik herkese kucak dolusu Sevgiler.
Bir Meleğin Annesi (13.02.2015)
ETİKETLER
Konuk Yazarlar
peki şimdi 2 yıl bekleyecekmisiniz merak ettim....eğer öyleyse çok uzun süre yaaaa bende bir an önce başvurmam lazım.eşim 36 yaşında çünkü :(
YanıtlaSilbu arada inşallah hayırlısıyla tez zamanda meleğinizi kucağınıza alırsınız :)
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilBiz de eşimle yeni yeni evlat edinmeyi konuşmaktayız. Sitedeki paylaşımları geriye dönük olarak okuyorum da, yazmış olduğunuz 40 yaş sınırı dikkatimi çekti. Ben evlat edinilecek bebek ile anne baba arasında en fazla 40 yaş olabilir diye okudum kurumun sitesinden. Yani evlat edinmek isteyenler maksimum 40 yaşında olabilir yazmıyordu. Şu anda 41 yaşımdayım ve başvuru yaptığımda en az 1 yaşında bir bebek evlat edinebilirim diye yorumladım. Yanlış mı anladık acaba?
Merhaba,
YanıtlaSilOncelikle hayırlı olsun demek isterim. 40 yaş sinirini hangi yazıda okudunuz acaba ? Sanırım yanlış anlaşıldı. Evlat edineceginiz çocuk ile aranızda maksimum 40 yaş fark olabilir. Yani 41 yaşında iseniz 1 yaş üstü için sıraya girersiniz. Sevgiler...
Yorum Gönder